Ahmet Yılmaz
Otomobil Uçar Gider
Daha ziyade bizim kuşağın tanıdığı, söylediği, Vecdi Gönül’ün sözlerini yazdığı Münir Nurettin Selçuk’un bestelediği “Otomobil Uçar Gider” şarkısı hem ticari hem de teknik açıdan gerçeklik kazandı.
Geçen hafta, Ernst & Young(EY) ’nin yaptığı bir araştırmanın sonuçları açıklandı. Buna göre, dünyanın 16 büyük otomobil üreticisi bu senenin ilk altı aylık rakamlarına göre rekor kırarak 71,5 Milyar Euro işletme karı elde etti. Yani otomobil sektörü uçtu! Sektör insanlarını dahi şaşırtan bu gelişme nasıl oldu? Zira geçen sene aynı dönemler için otomotivciler 4,1 Milyar zarar açıklamıştı. Küresel belirsizlik ortamının (ABD-Çin ticaret savaşları), korona’nın en fazla otomotiv sektörünü etkileyeceği söylendiği, küresel otomotiv üreticilerinin faaliyet gösterdikleri her ülkede devletten büyük yardım ve destek talep ettiği ve aldığı bir dönemin hemen ardından bu rekor kar açıklaması şaşırtıcı olduğu kadar anlaşılır da bir durum.
Korona döneminde taleplerdeki düşüş, buna eşlik eden tedarik zincirindeki olumsuz etkiler araç üretim sayısını aşağıya çekmişti. Korona krizinden en çabuk toparlanan Çin’de ilk büyüme rakamları otomotiv endüstriden gelmişti. Çin’deki bu büyümeden de en fazla nasiplenenlerin Alman otomotiv üreticileri olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Çünkü Çin’deki en büyük ve güçlü yabancı otomotiv üreticilerinin başında Almanlar gelmektedir.
Korona krizinin tedarik zincirlerinde yarattığı olumsuz etki küresel chip sıkıntısı oluşmasına neden oldu. Sayıları oldukça az olan chip üreticilerinin bir yandan yarı iletkenlerin hammaddesinin tedarikinde yaşadıkları kriz, diğer taraftan korona’nın tetiklediği dijitalleşmenin artışından kaynaklı artan talep nedeniyle ihtiyaçlara yanıt verememesi otomotiv üreticilerini zora soktu. Küresel bazda bir çok otomobil üreticisinin bu nedenle üretim bandını durduğunu, üretime ara verdiğini biliyoruz. Diğer taraftan otomotiv üreticileri az sayıdaki üretimini karlılığı yüksek modellere yönelterek chip krizini yönetmeye çalıştı. Bunda göreceli olarak başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Orta-üst segment ve lüks araç segmentinde satışlar arttı. Ve yine bu durumdan en fazla nasiplenen Alman üreticileri oldu. Başta BMW ve Daimler olmak bu segmentlere hitap eden üreticiler oldukça yüksek kar marjıyla kasalarını doldurdular. Evet, otomobil endüstrisi uçtu, tarihinin en büyük işletme karını elde etti hem de küresel olarak en büyük sıkıntıları yaşadığımız bir dönemde. Otomotiv endüstrisindeki bu dönemsel başarıdan yan sanayi firmaları ne kadar ve nasıl nasiplendi bu başka bir araştırmanın konusu ve mutlaka irdelenmelidir.
++++++
“Otomobil Uçar Gider” şarkısının gerçeklik kazandığı bir başka düzlemde teknik olarak araç bazındaki yeniliklerdir. Uçan otomobiller, otonom sürüş gerçekleştiren, direksiyonsuz, vitessiz araçlar artık reel bir gerçek. Bu teknik sürecin üstel gelişmelerle devam edeceğini biliyoruz. Diğer taraftan bu teknik sürece ‘başka faktörler’ de dahil oldu. Ne demek istiyorum?
Bir araç olarak otomobil artık sırf kendine ait olan araçsallık dünyasını terk etmeye başlıyor. Artık otomobilin sadece kendisinin özne olarak tanımlanması, başlı başına ulaşılması, sahip olunması gereken bir nesne, bir sosyal statü aracı olmaktan hızla çıktığına şahit oluyoruz. Belki bu son cümleyi batılı, metropol kentler için söylüyoruz dersek daha az itiraz gelir. Zira, dünyanın daha bir çok büyük coğrafyalarında otomobilin sosyal ve ekonomik yaşamda aldığı yer, rol klasik anlamda hala büyük. Ama buna rağmen otomobil büyük bir değişim-dönüşüm içerisinde.
Bu yazının yazıldığı zamanda Almanya’da İAA fuarı kapılarını açmaya hazırlanıyordu. Pandemi nedeniyle hibrid bir şekilde gerçekleşecek olan fuarda yeni otomobil konseptleri, modellerin yanı sıra otomobilin fonksiyon gördüğü sosyoekonomik sistem de fuar ziyaretçilerine değişik başlıklar, temalar eşliğinde sunuluyor. Yani, artık sadece “bakın ben otomobil ürettim; işte çok güzel bir model ortaya çıkarttım” demek tüketici, kullanıcı beğenisi için yeterli kriter değil. Otomobilin ne kadar çevre dostu olduğu, içinden dışarısı ile ne kadar iletişim olanağı sunduğu, sahip olmak yerine kullanım amacına uygun hangi bazda nasıl kiralanacağı, araç-abone ücretinin ne kadar olduğuna kadar geniş bir soru kataloğuna yanıt vermek neredeyse her üretici için zorunlu bir görev haline dönüştü.
135 sene önce ilk patentli üretimden bu yana hayatımızı her yönüyle etkileyen, değiştiren, dönüştüren otomobil her anlamda uçmaya başladı.